SIKÇA SORULAN SORULAR
Yanıtlar için lütfen ilgilendiğiniz soruya tıklayın.
KİŞİYE ÖZEL PROBİYOTİK NEDİR?
PROBİYOTİK KULLANIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİM?
Biyotik ürününüzü buzdolabında saklamalısınız ve kullanırken taze olduğundan emin olmalısınız. Demir ya da plastik kaşık yerine ahşap kaşık kullanmanızı öneriyoruz. Biyotik ürününüzü kullandıktan hemen sonra asitli, aşırı yağlı yememenizi öneriyoruz. Biyotik ürününüzü kullanırken herhangi bir rahatsızlık yaşamanız durumunda ürüne devam etmeden önce SoloGrace mutlu müşteri hattını arayarak bilgi veriniz. Uzman doktorlarımız kişisel probiyotik ürününüzün içeriğini gerekli görüldüğü takdirde rahatsızlık veya kullandığınız ilaçlara göre yeniden düzenleyecektir.
Her türlü soru, bilgi talebi ya da geribildirimleriniz için Pazar günü hariç her gün saat 09:00-19:00 arasında müşteri temsilcimize +90 (533) 319 80 86 nolu telefondan ulaşabilirsiniz.
KİMLER PROBİYOTİK İÇİN UYGUN DEĞİLDİR?
Biyotik ürünler genellikle sağlıklı bireyler için güvenli olsa da, belirli durumlarda bazı kişilerin bunları kullanmaması veya kullanmadan önce dikkatli olmaları gerekebilir. İşte biyotik ürünleri kullanmamaları gereken bazı durumlar:
1- Ciddi Bağışıklık Zayıflığı: Bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler, özellikle immünosupresif ilaçlar kullananlar, biyotik ürünleri kullanırken dikkatli olmalıdır. Bazı probiyotikler veya diğer biyotikler, bu kişilerde enfeksiyon riskini artırabilir.
2- Ciddi Bağırsak Sorunları: Özellikle inflamatuar bağırsak hastalığı (ülseratif kolit, Crohn hastalığı) gibi ciddi bağırsak sorunları olan kişiler, biyotik ürünleri kullanmadan önce sağlık uzmanlarına danışmalıdır. Bazı biyotikler, bu tür durumlarda semptomları kötüleştirebilir.
3- İmmün yetmezlik durumları: HIV veya AIDS gibi immün yetmezlik durumları olan kişiler, biyotik ürünleri kullanırken dikkatli olmalıdır. Bu kişilerde, bağırsak mikrobiyotasını değiştirebilecek biyotiklerin enfeksiyon riskini artırabileceği endişesi bulunmaktadır.
4- Süt Alerjisi veya Hassasiyeti: Süt ürünlerine alerjisi veya intoleransı olan kişiler, bu tür ürünleri kullanmamalı veya alternatiflerini tercih etmelidirler.
Her türlü soru, bilgi talebi ya da geribildirimleriniz için Pazar günü hariç her gün saat 09:00-19:00 arasında müşteri temsilcimize +90 (533) 319 80 86 nolu telefondan ulaşabilirsiniz.
NE KADAR SÜRE KULLANMAM LAZIM?
En az 6 ay kullanmanızı öneriyoruz. Ancak kullanım için bir maksimum süre kısıtlaması bulunmamaktadır. Önemli olan husus, 3 ila 6 ay gibi periyodlarla gaita analizinin tekrar yapılması ve kişiye özel biyotik ürünün kişinin güncel ihityaçlarına göre yeninden formülize edilmesidir.
ÇOCUKLAR DA PROBİYOTİK KULLANABİLİR Mİ?
Çocuk ve yetişkinler için farklı oranlarda probiyotik içeren ürün geliştiriyoruz. Çocuklar için
probiyotik ürünler seçilirken, yaşlarına ve gelişim düzeylerine uygun olanları tercih edilmelidir.
Çocuklar için probiyotikler genellikle daha düşük dozlarda önerilmektedir. Yetişkinlerde
kullanılan miktarlardan daha az miktarlar çocuklar için yeterli olabilmektedir. Çocuğun sağlık
durumu ve ihtiyaçları, probiyotik ürün kullanımına ilişkin önemli bir faktördür. Çocukların alerji
veya intolerans durumları dikkate alınmalıdır. Özellikle süt alerjisi olan çocuklar için süt içeren
probiyotikler uygun olmayabilir. Bu durumlarda farklı vegan süt ürünleri kullanılabilmektedir.
Her durumda olduğu gibi, çocuklarda probiyotik ürün kullanımıyla ilgili karar vermeden önce
bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir. Çocuğun sağlık geçmişi ve özellikleri göz önüne
alınarak, uygun formül ve dozaj belirlenmelidir.
BİLİMSEL KANITLAR NELERDİR?
Aşağıda hocalarımızın bazı çalışmaları ve bu alandaki bazı derlemeler paylaşılmaktadır. Daha detaylı bilgi için Pazar günü hariç her gün saat 09:00-19:00 arasında müşteri temsilcimize +90 (533) 319 80 86 nolu telefondan ulaşabilirsiniz.
Özetle, probiyotik alımı vücut ağırlığı ve BMI üzerinde düzenleyici bir etkiye sahip olabilir. Daha uzun süre tedavi edilen popülasyonda kilo azalması daha fazla olmuştur. Araştırmalar ayrıca probiyotik suşların karışımının tek tek bakteri türlerinden daha güçlü bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca, probiyotik preparatların prebiyotikler (simbiyotik), diyet ve fiziksel aktivite ile birlikte kullanılmasıyla kilo azalması yoğunlaşmıştır. Sunulan araştırma, obezite tedavisi için umut verici bir strateji olarak bağırsak mikrobiyotasının bileşimini değiştirmenin faydalarını ortaya koymaktadır.
Wiciński M, Gębalski J, Gołębiewski J, Malinowski B. Probiotics for the Treatment of Overweight and Obesity in Humans-A Review of Clinical Trials. Microorganisms. 2020 Jul 29;8(8):1148. doi: 10.3390/microorganisms8081148. PMID: 32751306; PMCID: PMC7465252.
Probiyotik ve prebiyotik alımı, yararlı bakterilerin çoğalmasını destekleyen normal bağırsak florasının yeniden oluşturulmasında ve kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik rahatsızlıkların gelişme riskinin azaltılmasında önemli bir rol oynar.
Oniszczuk A, Oniszczuk T, Gancarz M, Szymańska J. Role of Gut Microbiota, Probiotics and Prebiotics in the Cardiovascular Diseases. Molecules. 2021 Feb 22;26(4):1172. doi: 10.3390/molecules26041172. PMID: 33671813; PMCID: PMC7926819.
Bazı probiyotik ve sinbiyotikleri alan aşırı kilolu ve obez hastalarla ilgili mevcut bilimsel kanıtlar, abdominal yağlanma ve BMI'de önemli bir azalma olduğunu göstermektedir; ayrıca probiyotik takviyesi, karbonhidrat metabolizmasında bir iyileşme ve tip 2 diyabet ve insülin direnci sendromu hastalarında metabolik streste bir azalma sağlamıştır. Ayrıca, sinbiyotik tüketiminden sonra tip 2 diyabet hastalarında serum lipid profilinde iyileşme gözlenmiştir. Alkola bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalarında probiyotiklerin etkileri öncelikle karaciğer fonksiyonu ve metabolik parametrelerde iyileşme şeklinde olmuştur.
Sáez-Lara MJ, Robles-Sanchez C, Ruiz-Ojeda FJ, Plaza-Diaz J, Gil A. Effects of Probiotics and Synbiotics on Obesity, Insulin Resistance Syndrome, Type 2 Diabetes and Non-Alcoholic Fatty Liver Disease: A Review of Human Clinical Trials. Int J Mol Sci. 2016 Jun 13;17(6):928. doi: 10.3390/ijms17060928. PMID: 27304953; PMCID: PMC4926461.
Advers olayları bildiren on çalışmanın meta-analizi, uygulama ve kontrol grubu arasında istenmeyen olay insidansında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığını göstermiştir (RD 0,00, %95 CI -0,02 ila 0,02, 2.363 katılımcı). Sonuçlar, ayakta tedavi gören hastalarda antibiyotiğe bağlı ishalin önlenmesinde probiyotik kullanımının faydalı olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca, probiyotik kullanımı güvenli görünmektedir.
Blaabjerg S, Artzi DM, Aabenhus R. Probiotics for the Prevention of Antibiotic-Associated Diarrhea in Outpatients-A Systematic Review and Meta-Analysis. Antibiotics (Basel). 2017 Oct 12;6(4):21. doi: 10.3390/antibiotics6040021. PMID: 29023420; PMCID: PMC5745464.
İrritabl bağırsak sendromu yönetimi için farmakolojik yaklaşımlara ve yeni ilaçlara rağmen, irritabl bağırsak sendromunda probiyotiklerin kullanımı iyileşme ve kademeli düzelmeyle doğrulanmaktadır. Ek olarak, probiyotikler IBS'deki bağışıklık sisteminin düzensizliğini dengeleyerek kolonu korumak için hücresel bütünlüğü güçlendirir. Probiyotikler ayrıca bağırsak mikrobiyotasını modifiye ederek kolon içindeki fermantasyon düzenini düzenler ve şişkinliği azaltır.
Didari T, Mozaffari S, Nikfar S, Abdollahi M. Effectiveness of probiotics in irritable bowel syndrome: Updated systematic review with meta-analysis. World J Gastroenterol. 2015 Mar 14;21(10):3072-84. doi: 10.3748/wjg.v21.i10.3072. PMID: 25780308; PMCID: PMC4356930.
Probiyotik içeren yoğurt tüketimi, ruh hali başlangıçta kötü olan kişilerin ruh halini iyileştirmiştir. Ancak ruh halindeki bu iyileşme dışkılama sıklığındaki artışla ilişkili değildir.
Benton D, Williams C, Brown A. Impact of consuming a milk drink containing a probiotic on mood and cognition. Eur J Clin Nutr. 2007 Mar;61(3):355-61. doi: 10.1038/sj.ejcn.1602546. Epub 2006 Dec 6. PMID: 17151594.
Bu kapsamlı değerlendirmenin sonuçları, probiyotiklerin ve sinbiyotiklerin TNF-a ve CRP dahil olmak üzere inflamatuar belirteçler üzerinde faydalı etkileri olduğunu göstermektedir; ancak prebiyotiklerin etkileri konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Abinash Mahapatro et al; Anti-inflammatory effects of probiotics and synbiotics on patients with non-alcoholic fatty liver disease: An umbrella study on meta-analyses, linical Nutrition ESPEN, Volume 57,
2023, Pages 475-486, ISSN 2405-4577, https://doi.org/10.1016/j.clnesp.2023.07.087.
Bu çalışmanın amacı, Bifidobacterium türlerinin ekzopolisakkarit (EPS) üretimi ile safra tuzlarına direnç ve düşük pH arasındaki olası ilişkiyi araştırmaktır. Bu çalışmada, emzirilen bebeklerin dışkı ve anne sütü örneklerinden toplam 31 Bifidobacterium türü izole edilmiştir. Tanımlama testleri sonucunda izolatlar Bifidobacterium breve (15 suş), B. bifidum (11 suş), B. pseudocatenulatum (3 suş) ve B. longum (2 suş) olarak tanımlanmıştır. Bifidobacterium spp. ekzopolisakkarit (EPS) üretimi belirlenmiştir. Bifidobacterium spp. arasında EPS üretimleri şans oranlarında (38.00-97.64 mg/l) gözlenmiştir. Ayrıca, Bifidobacterium spp. safra tuzlarına ve düşük pH'a karşı dirençli bulunmuştur. Ekzopolisakkarit üretimi ile safra tuzlarına (p < 0.01) veya düşük pH'a (p < 0.01) direnç arasında pozitif korelasyonlar bulunmuştur. Bu araştırma, Bifidobacterium türlerinin yüksek EPS üretiminin safra tuzlarına ve düşük pH'a direnç için probiyotik suşların seçiminde önemli olabileceğini göstermiştir.
Gulcin Alp, Belma Aslim, Relationship between the resistance to bile salts and low pH with exopolysaccharide (EPS) production of Bifidobacterium spp. isolated from infants feces and breast milk, Anaerobe, Volume 16, Issue 2, 2010, Pages 101-105,
ISSN 1075-9964, https://doi.org/10.1016/j.anaerobe.2009.06.006
Potansiyel bir probiyotik suş için önemli bir kriterin, insan gastrointestinal sistemindeki mukozal yüzeylere yapışabilmesi olduğuna inanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Bifidobacterium breve A28 ve Bifidobacterium bifidum A10 tarafından ekzopolisakkarit üretimi ve Caco-2 hücrelerine yapışma arasındaki olası ilişkiyi araştırmaktır. Bir ön seçim sürecinde, yapışma çalışmaları yapılmadan önce bu bakterilerin hemaglütinasyon yetenekleri belirlenmiştir. Yüksek miktarda EPS (97,00 ± 2,00 mg/l) üreten ve iyi hemaglütinasyon kabiliyetine (+3) sahip olan B. breve A28'in Caco-2 hücrelerine güçlü bir şekilde yapıştığı tespit edilmiştir. Gastrointestinal koşullar altında, yüksek EPS üreten B. breve A28'in, düşük EPS üreten B. bifidum A10'dan daha iyi canlılığa ve Caco-2 hücrelerine yapışmaya sahip olduğu bulunmuştur. Ayrıca, B. breve A28'in Escherichia coli ATCC 11229'u inhibe etmede B. bifidum A10'a göre daha etkili olduğu bulunmuştur. Bu araştırma, yüksek EPS üretimi ve yapışma kabiliyetinin probiyotik suş olarak bifidobakterilerin seçiminde önemli olabileceğini göstermiştir.
Gulcin Alp, Belma Aslim, Zekiye Suludere, Gulcin Akca; The role of hemagglutination and effect of exopolysaccharide production on bifidobacteria adhesion to Caco-2 cells in vitro; Microbiology and Immunology; Volume54, Issue11, November 2010, Pages 658-665, https://doi.org/10.1111/j.1348-0421.2010.00227.x
Probiyotikler, bağırsaklardaki mikrobiyal dengeyi düzenleyen canlı mikroorganizmalardır. Probiyotiklerin sağlığımız üzerindeki olumlu etkileri arasında laktoz intoleransı belirti ve bulgularının hafifletilmesi, atopik bünyeli bireylerde alerji riskinin azaltılması, serum kolesterol düzeylerinin düşürülmesi, ürogenital enfeksiyonların önlenmesi sayılabilir. Probiyotik olarak kullanılan mikroorganizmalar çoğunlukla laktobasil ve bifidobakteri grubundandır. Bifidobakteriler, insan kolonunda anaerobik floranın predominant bir parçasını oluşturan gram pozitif, çubuk şeklinde anaerobik bakterilerdir. İnsan bağırsak mikroflorasının bileşimi, sindirilemeyen gıda maddeleri olan prebiyotikler ile bağırsak mikroflorası değiştirilebilir ve özellikle bifidobakterilerin seviyesi artırılabilir. Prebiyotiklerin fermantasyonunun son ürünleri hem bu bakteriler ve hem de bağırsak epitel hücreleri tarafından enerji kaynağı olarak da kullanılır. Bu derlemede, mide-bağırsak sisteminde bir probiyotik olarak bifidobakterilerin önemi ve prebiyotiklerin bifidobakteriler üzerindeki etkisi vurgulanarak bu konuda yapılan çalışmalar özetlenmiştir.
Gülçin Alp, Belma Aslım; İnsan Bağırsak Sisteminde Probiyotik Olarak Bifidobakterilerin Önemi; Anadolu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi A - Uygulamalı Bilimler ve Mühendislik; Cilt.10 Sayı.2 [27]; https://hdl.handle.net/11421/1548
Bu çalışmada, yerel el yapımı peynirden izole edilen 2 yeni probiyotik suş (Lactobacillus plantarum GA06 ve GA11) tarafından üretilen ekzopolisakkaritin kolesterol mekanizması ve safra dekonjugasyonu üzerindeki etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu iki suşun kolesterol gideriminde önemli bir rol oynadığı ve bağırsak mikrobiyotasına olumlu katkıda bulunabileceği düşünülmüştür. Suşların moleküler tanımlanması için bakteriyel 16S rRNA gen dizileme analizi kullanılmıştır. Suşların ekzopolisakkarit üretimi fenol-sülfürik asit yöntemiyle belirlenirken, kolesterol uzaklaştırma ve glikokolat dekonjugasyon aktivitesi spektrofotometrik yöntemlerle değerlendirilmiştir. L. plantarum GA11 ve GA06'nın ekzopolisakkarit üretimi sırasıyla 96,5 ve 32,5 mg/L, kolesterol giderim miktarları ise sırasıyla %36,7 ve %28,6 olarak belirlenmiştir. GA11'in glikokolat dekonjugasyon aktivitesi GA06'dan daha yüksek bulunmuştur. Suşların EPS üretim kapasitesi ile kolesterol giderimi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmiştir (p<0.05). Ayrıca, hem EPS üretim kapasitesi-kolesterol giderimi arasında hem de EPS üretim kapasitesi-glikokolat dekonjugasyonu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon bulunmuştur. Çalışmamızın sonuçlarına göre, L. plantarum GA11 suşu yüksek probiyotik potansiyele sahip iyi ve yeni bir probiyotik suş olarak görünmektedir. Daha önemli sağlık faydalarını belirlemek için daha ileri çalışmalar doğrulanabilir.
ALP AVCI, G., Cagatay, G., OZLUK CILAK, G., & AVCI, E. (2020). PROBABLE NOVEL PROBIOTICS: EPS PRODUCTION, CHOLESTEROL REMOVAL AND GLYCOCHOLATE DECONJUGATION OF LACTOBACILLUS PLANTARUM GA06 AND GA11 ISOLATED FROM LOCAL HANDMADE- CHEESE. Journal of Microbiology, Biotechnology and Food Sciences, 10(1), 83–86. https://doi.org/10.15414/jmbfs.2020.10.1.83-86
Bu çalışmanın öncelikli amacı, sodyum taurokolatın L. delbrueckii subsp. bulgaricus ve S. thermophilus tarafından dekonjugasyonunu değerlendirmektir. Destekleyici bir amaç olarak, dekonjugasyon özelliği en yüksek olan bu suşların sodyum taurokolat dekonjugasyonu üzerinde mikroenkapsülasyon etkilerinin avantajının belirlenmesi. L. delbrueckii subsp. bulgaricus (HL6, HL9 ve HL14) ve S. thermophilus (HS7, HS12 ve HS24) suşlarının sodyum taurokolat dekonjugasyonu belirlenmiş ve en yüksek dekonjugasyon özelliğine sahip suşlar mikroenkapsülasyon çalışması için kullanılmıştır. Daha sonra, mikroenkapsüle edilen suşların canlılığı ve sodyum taurokolatın dekonjugasyonu belirlenmiştir. Lactobacillus ve Streptococcus türleri için dekonjuge sodyum taurokolat miktarı sırasıyla 1.0-1.4 mg/mL ve 0.9-1.3 mg/mL olarak bulunmuştur. Dekonjuge edilmiş enkapsüle HL6 ve HS12 suşlarının miktarı ise sırasıyla 1,5 ve 1,4 mg/mL olarak bulunmuştur. Gerek enkapsüle suşların canlılık değerleri gerekse bu suşların sodyum taurokolatı dekonjuge etme kabiliyetleri serbest suşlara göre çok daha yüksek bulunmuştur. Probiyotik endüstrisinde kullanılması planlanan süt ürünleri için, mikrokapsüllenmiş suşlar daha yüksek canlılık ve dekonjugasyon yetenekleri nedeniyle önerilebilir.
Gulcin Alp Avcı; Bile salts deconjugation using microencapsulated lactic acid bacteria isolated from handmade yogurt; J Food Nutr Res; 2014, Cilt 2, 340-3; DOI:10.12691/jfnr-2-7-2
Viral akut gastroenterit, yüksek morbidite ve mortalite oranlarıyla dünya çapında ciddi bir sağlık sorunudur. Aslında gastroenterit için mevcut bir antiviral tedavi yoktur, alternatif olarak sayısız faydası olan probiyotiklerin kullanımı son zamanlarda artmaktadır. Bu nedenle, viral akut gastroenteritte hayatta kalabilen suşları ve ayırt edici özelliklerini tanımlayabilmek için, bu çalışmada viral gastroenteritli 0-5 yaş arası çocukların dışkı örneklerinden yedi Lactobacillus spp. suşu izole edilmiştir. Suşlar API 50 CH testi ile tanımlanmıştır. Probiyotik özelliklerini araştırmak için EPS üretim kapasiteleri, asit direnci, safra toleransı, antibiyotik duyarlılıkları ve Escherichia coli ATCC 25922'ye karşı antimikrobiyal aktiviteleri belirlenmiştir. Suşlar Lactobacillus plantarum olarak karakterize edilmiştir. Tüm suşlar, sırasıyla %95,2-99,2 ve %98,3-99,2 gibi yüksek inhibisyon oranlarına rağmen, pH değerleri 2 ve 3 olarak ayarlanmış De Man Rogosa ve Sharpe MRS broth içinde hayatta kalmıştır. Ayrıca, tüm suşlar %0,15, %0,2 ve %0,3 safra içeren MRS broth ortamlarında canlılıklarını sırasıyla %81,4-92,5, %80,9-87,3 ve %73,2-89,2 olarak korumuştur. 182a hariç tüm suşlarda 4.13-50.33 mg/mL ekzopolisakkarit üretimi gözlenmiştir. E. coli ATCC 25922'ye karşı antimikrobiyal aktivite tespit edilmemiştir. Tüm suşlar eritromisine karşı yüksek hassasiyet gösterirken vankomisine karşı direnç göstermiştir. Sonuç olarak, bu çalışmada elde edilen L. plantarum suşları diğer probiyotik özelliklerinin tanımlanması için daha fazla araştırılabilir ve daha sonraki çalışmalarda yeterli tedavi sağlamak için yeni probiyotik ürünlerin üretiminde kullanılabilir.
EC Ikiz, A Gulcin, ALP Hande; Probiotic Properties of Some Lactobacillus spp. That Can Survive in the Presence of Viral Gastroenteritis; Hittite Journal of Science and Engineering 6 (4), 261-267; https://doi.org/10.17350/HJSE19030000156