Soru 6: Bilimsel Kanıtlar Nelerdir ?
Aşağıda hocalarımızın bazı çalışmaları ve bu alandaki bazı derlemeler
paylaşılmaktadır. Daha detaylı bilgi için Pazar günü hariç her gün saat 09:00-19:00 arasında müşteri
temsilcimize +90 (533) 319 80 86 nolu telefondan ulaşabilirsiniz.
Özetle, probiyotik alımı vücut
ağırlığı ve BMI üzerinde düzenleyici bir etkiye sahip olabilir. Daha uzun süre tedavi edilen
popülasyonda kilo azalması daha fazla olmuştur. Araştırmalar ayrıca probiyotik suşların
karışımının
tek tek bakteri türlerinden daha güçlü bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca,
probiyotik
preparatların prebiyotikler (simbiyotik), diyet ve fiziksel aktivite ile birlikte
kullanılmasıyla
kilo azalması yoğunlaşmıştır. Sunulan araştırma, obezite tedavisi için umut verici bir strateji
olarak bağırsak mikrobiyotasının bileşimini değiştirmenin faydalarını ortaya
koymaktadır.
Wiciński M,Gębalski J, Gołębiewski J, Malinowski B. Probiotics for the Treatment of Overweight and
Obesity in
Humans-A Review of Clinical Trials. Microorganisms. 2020 Jul 29;8(8):1148. doi:
10.3390/microorganisms8081148. PMID: 32751306; PMCID: PMC7465252.
Probiyotik ve prebiyotik alımı,
yararlı bakterilerin çoğalmasını destekleyen normal bağırsak florasının yeniden oluşturulmasında
ve
kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik rahatsızlıkların gelişme riskinin azaltılmasında önemli
bir
rol oynar.
Oniszczuk A, Oniszczuk T, Gancarz M, Szymańska J. Role of Gut Microbiota, Probiotics and
Prebiotics in the Cardiovascular Diseases. Molecules. 2021 Feb 22;26(4):1172. doi:
10.3390/molecules26041172. PMID: 33671813; PMCID: PMC7926819.
Bazı probiyotik ve sinbiyotikleri alan
aşırı kilolu ve obez hastalarla ilgili mevcut bilimsel kanıtlar, abdominal yağlanma ve BMI'de
önemli
bir azalma olduğunu göstermektedir; ayrıca probiyotik takviyesi, karbonhidrat metabolizmasında
bir
iyileşme ve tip 2 diyabet ve insülin direnci sendromu hastalarında metabolik streste bir azalma
sağlamıştır. Ayrıca, sinbiyotik tüketiminden sonra tip 2 diyabet hastalarında serum lipid
profilinde
iyileşme gözlenmiştir. Alkola bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalarında probiyotiklerin
etkileri
öncelikle karaciğer fonksiyonu ve metabolik parametrelerde iyileşme şeklinde
olmuştur.
Sáez-Lara MJ,
Robles-Sanchez C, Ruiz-Ojeda FJ, Plaza-Diaz J, Gil A. Effects of Probiotics and Synbiotics on
Obesity, Insulin Resistance Syndrome, Type 2 Diabetes and Non-Alcoholic Fatty Liver Disease: A
Review of Human Clinical Trials. Int J Mol Sci. 2016 Jun 13;17(6):928. doi: 10.3390/ijms17060928.
PMID: 27304953; PMCID: PMC4926461.
Advers olayları bildiren on çalışmanın meta-analizi, uygulama ve
kontrol grubu arasında istenmeyen olay insidansında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
olmadığını
göstermiştir (RD 0,00, %95 CI -0,02 ila 0,02, 2.363 katılımcı). Sonuçlar, ayakta tedavi gören
hastalarda antibiyotiğe bağlı ishalin önlenmesinde probiyotik kullanımının faydalı olabileceğini
düşündürmektedir. Ayrıca, probiyotik kullanımı güvenli görünmektedir.
Blaabjerg S, Artzi DM, Aabenhus
R. Probiotics for the Prevention of Antibiotic-Associated Diarrhea in Outpatients-A Systematic
Review and Meta-Analysis. Antibiotics (Basel). 2017 Oct 12;6(4):21. doi: 10.3390/antibiotics6040021.
PMID: 29023420; PMCID: PMC5745464.
İrritabl bağırsak sendromu yönetimi için farmakolojik yaklaşımlara
ve yeni ilaçlara rağmen, irritabl bağırsak sendromunda probiyotiklerin kullanımı iyileşme ve
kademeli düzelmeyle doğrulanmaktadır. Ek olarak, probiyotikler IBS'deki bağışıklık sisteminin
düzensizliğini dengeleyerek kolonu korumak için hücresel bütünlüğü güçlendirir. Probiyotikler
ayrıca
bağırsak mikrobiyotasını modifiye ederek kolon içindeki fermantasyon düzenini düzenler ve
şişkinliği
azaltır.
Didari T, Mozaffari S, Nikfar S, Abdollahi M. Effectiveness of probiotics in irritable bowel
syndrome: Updated systematic review with meta-analysis. World J Gastroenterol. 2015 Mar
14;21(10):3072-84. doi: 10.3748/wjg.v21.i10.3072. PMID: 25780308; PMCID: PMC4356930.
Probiyotik
içeren yoğurt tüketimi, ruh hali başlangıçta kötü olan kişilerin ruh halini iyileştirmiştir.
Ancak
ruh halindeki bu iyileşme dışkılama sıklığındaki artışla ilişkili değildir.
Benton D, Williams C,
Brown A. Impact of consuming a milk drink containing a probiotic on mood and cognition. Eur J Clin
Nutr. 2007 Mar;61(3):355-61. doi: 10.1038/sj.ejcn.1602546. Epub 2006 Dec 6. PMID: 17151594.Bu
kapsamlı değerlendirmenin sonuçları, probiyotiklerin ve sinbiyotiklerin TNF-a ve CRP dahil olmak
üzere inflamatuar belirteçler üzerinde faydalı etkileri olduğunu göstermektedir; ancak
prebiyotiklerin etkileri konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.Abinash Mahapatro et al;
Anti-inflammatory effects of probiotics and synbiotics on patients with non-alcoholic fatty liver
disease: An umbrella study on meta-analyses, linical Nutrition ESPEN, Volume 57,2023, Pages 475-486,
ISSN 2405-4577, https://doi.org/10.1016/j.clnesp.2023.07.087.Bu çalışmanın amacı, Bifidobacterium
türlerinin ekzopolisakkarit (EPS) üretimi ile safra tuzlarına direnç ve düşük pH arasındaki olası
ilişkiyi araştırmaktır. Bu çalışmada, emzirilen bebeklerin dışkı ve anne sütü örneklerinden toplam
31 Bifidobacterium türü izole edilmiştir. Tanımlama testleri sonucunda izolatlar Bifidobacterium
breve (15 suş), B. bifidum (11 suş), B. pseudocatenulatum (3 suş) ve B. longum (2 suş) olarak
tanımlanmıştır. Bifidobacterium spp. ekzopolisakkarit (EPS) üretimi belirlenmiştir. Bifidobacterium
spp. arasında EPS üretimleri şans oranlarında (38.00-97.64 mg/l) gözlenmiştir. Ayrıca,
Bifidobacterium spp. safra tuzlarına ve düşük pH'a karşı dirençli bulunmuştur. Ekzopolisakkarit
üretimi ile safra tuzlarına (p < 0.01) veya düşük pH'a (p < 0.01) direnç arasında pozitif
korelasyonlar bulunmuştur. Bu araştırma, Bifidobacterium türlerinin yüksek EPS üretiminin safra
tuzlarına ve düşük pH'a direnç için probiyotik suşların seçiminde önemli olabileceğini
göstermiştir.Gulcin Alp, Belma Aslim, Relationship between the resistance to bile salts and low
pH with exopolysaccharide (EPS) production of Bifidobacterium spp. isolated from infants feces
and breast milk, Anaerobe, Volume 16, Issue 2, 2010, Pages 101-105,ISSN 1075-9964,
https://doi.org/10.1016/j.anaerobe.2009.06.006Potansiyel bir probiyotik suş için önemli bir
kriterin, insan gastrointestinal sistemindeki mukozal yüzeylere yapışabilmesi olduğuna
inanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Bifidobacterium breve A28 ve Bifidobacterium bifidum A10
tarafından ekzopolisakkarit üretimi ve Caco-2 hücrelerine yapışma arasındaki olası ilişkiyi
araştırmaktır. Bir ön seçim sürecinde, yapışma çalışmaları yapılmadan önce bu bakterilerin
hemaglütinasyon yetenekleri belirlenmiştir. Yüksek miktarda EPS (97,00 ± 2,00 mg/l) üreten ve
iyi hemaglütinasyon kabiliyetine (+3) sahip olan B. breve A28'in Caco-2 hücrelerine güçlü bir
şekilde yapıştığı tespit edilmiştir. Gastrointestinal koşullar altında, yüksek EPS üreten B.
breve A28'in, düşük EPS üreten B. bifidum A10'dan daha iyi canlılığa ve Caco-2 hücrelerine
yapışmaya sahip olduğu bulunmuştur. Ayrıca, B. breve A28'in Escherichia coli ATCC 11229'u inhibe
etmede B. bifidum A10'a göre daha etkili olduğu bulunmuştur. Bu araştırma, yüksek EPS üretimi ve
yapışma kabiliyetinin probiyotik suş olarak bifidobakterilerin seçiminde önemli olabileceğini
göstermiştir.Gulcin Alp, Belma Aslim, Zekiye Suludere, Gulcin Akca; The role of hemagglutination
and effect of exopolysaccharide production on bifidobacteria adhesion to Caco-2 cells in vitro;
Microbiology and Immunology; Volume54, Issue11, November 2010, Pages 658-665,
https://doi.org/10.1111/j.1348-0421.2010.00227.xProbiyotikler, bağırsaklardaki mikrobiyal
dengeyi düzenleyen canlı mikroorganizmalardır. Probiyotiklerin sağlığımız üzerindeki olumlu
etkileri arasında laktoz intoleransı belirti ve bulgularının hafifletilmesi, atopik bünyeli
bireylerde alerji riskinin azaltılması, serum kolesterol düzeylerinin düşürülmesi, ürogenital
enfeksiyonların önlenmesi sayılabilir. Probiyotik olarak kullanılan mikroorganizmalar çoğunlukla
laktobasil ve bifidobakteri grubundandır. Bifidobakteriler, insan kolonunda anaerobik floranın
predominant bir parçasını oluşturan gram pozitif, çubuk şeklinde anaerobik bakterilerdir. İnsan
bağırsak mikroflorasının bileşimi, sindirilemeyen gıda maddeleri olan prebiyotikler ile bağırsak
mikroflorası değiştirilebilir ve özellikle bifidobakterilerin seviyesi artırılabilir.
Prebiyotiklerin fermantasyonunun son ürünleri hem bu bakteriler ve hem de bağırsak epitel
hücreleri tarafından enerji kaynağı olarak da kullanılır. Bu derlemede, mide-bağırsak sisteminde
bir probiyotik olarak bifidobakterilerin önemi ve prebiyotiklerin bifidobakteriler üzerindeki
etkisi vurgulanarak bu konuda yapılan çalışmalar özetlenmiştir.Gülçin Alp, Belma Aslım; İnsan
Bağırsak Sisteminde Probiyotik Olarak Bifidobakterilerin Önemi; Anadolu Üniversitesi Bilim ve
Teknoloji Dergisi A - Uygulamalı Bilimler ve Mühendislik; Cilt.10 Sayı.2 [27];
https://hdl.handle.net/11421/1548Bu çalışmada, yerel el yapımı peynirden izole edilen 2 yeni
probiyotik suş (Lactobacillus plantarum GA06 ve GA11) tarafından üretilen ekzopolisakkaritin
kolesterol mekanizması ve safra dekonjugasyonu üzerindeki etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.
Bu iki suşun kolesterol gideriminde önemli bir rol oynadığı ve bağırsak mikrobiyotasına olumlu
katkıda bulunabileceği düşünülmüştür. Suşların moleküler tanımlanması için bakteriyel 16S rRNA
gen dizileme analizi kullanılmıştır. Suşların ekzopolisakkarit üretimi fenol-sülfürik asit
yöntemiyle belirlenirken, kolesterol uzaklaştırma ve glikokolat dekonjugasyon aktivitesi
spektrofotometrik yöntemlerle değerlendirilmiştir. L. plantarum GA11 ve GA06'nın
ekzopolisakkarit üretimi sırasıyla 96,5 ve 32,5 mg/L, kolesterol giderim miktarları ise
sırasıyla %36,7 ve %28,6 olarak belirlenmiştir. GA11'in glikokolat dekonjugasyon aktivitesi
GA06'dan daha yüksek bulunmuştur. Suşların EPS üretim kapasitesi ile kolesterol giderimi
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmiştir (p <0.01>0.05). Ayrıca, hem EPS
üretim
kapasitesi-kolesterol giderimi arasında hem de EPS üretim kapasitesi-glikokolat dekonjugasyonu
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon bulunmuştur. Çalışmamızın sonuçlarına göre,
L. plantarum GA11 suşu yüksek probiyotik potansiyele sahip iyi ve yeni bir probiyotik suş olarak
görünmektedir. Daha önemli sağlık faydalarını belirlemek için daha ileri çalışmalar
doğrulanabilir.ALP AVCI, G., Cagatay, G., OZLUK CILAK, G., & AVCI, E. (2020). PROBABLE NOVEL
PROBIOTICS: EPS PRODUCTION, CHOLESTEROL REMOVAL AND GLYCOCHOLATE DECONJUGATION OF LACTOBACILLUS
PLANTARUM GA06 AND GA11 ISOLATED FROM LOCAL HANDMADE- CHEESE. Journal of Microbiology,
Biotechnology and Food Sciences, 10(1), 83–86. https://doi.org/10.15414/jmbfs.2020.10.1.83-86Bu
çalışmanın öncelikli amacı, sodyum taurokolatın L. delbrueckii subsp. bulgaricus ve S.
thermophilus tarafından dekonjugasyonunu değerlendirmektir. Destekleyici bir amaç olarak,
dekonjugasyon özelliği en yüksek olan bu suşların sodyum taurokolat dekonjugasyonu üzerinde
mikroenkapsülasyon etkilerinin avantajının belirlenmesi. L. delbrueckii subsp. bulgaricus (HL6,
HL9 ve HL14) ve S. thermophilus (HS7, HS12 ve HS24) suşlarının sodyum taurokolat dekonjugasyonu
belirlenmiş ve en yüksek dekonjugasyon özelliğine sahip suşlar mikroenkapsülasyon çalışması için
kullanılmıştır. Daha sonra, mikroenkapsüle edilen suşların canlılığı ve sodyum taurokolatın
dekonjugasyonu belirlenmiştir. Lactobacillus ve Streptococcus türleri için dekonjuge sodyum
taurokolat miktarı sırasıyla 1.0-1.4 mg/mL ve 0.9-1.3 mg/mL olarak bulunmuştur. Dekonjuge
edilmiş enkapsüle HL6 ve HS12 suşlarının miktarı ise sırasıyla 1,5 ve 1,4 mg/mL olarak
bulunmuştur. Gerek enkapsüle suşların canlılık değerleri gerekse bu suşların sodyum taurokolatı
dekonjuge etme kabiliyetleri serbest suşlara göre çok daha yüksek bulunmuştur. Probiyotik
endüstrisinde kullanılması planlanan süt ürünleri için, mikrokapsüllenmiş suşlar daha yüksek
canlılık ve dekonjugasyon yetenekleri nedeniyle önerilebilir.Gulcin Alp Avcı; Bile salts
deconjugation using microencapsulated lactic acid bacteria isolated from handmade yogurt; J Food
Nutr Res; 2014, Cilt 2, 340-3; DOI:10.12691/jfnr-2-7-2 Viral akut gastroenterit, yüksek
morbidite ve mortalite oranlarıyla dünya çapında ciddi bir sağlık sorunudur. Aslında
gastroenterit için mevcut bir antiviral tedavi yoktur, alternatif olarak sayısız faydası olan
probiyotiklerin kullanımı son zamanlarda artmaktadır. Bu nedenle, viral akut gastroenteritte
hayatta kalabilen suşları ve ayırt edici özelliklerini tanımlayabilmek için, bu çalışmada viral
gastroenteritli 0-5 yaş arası çocukların dışkı örneklerinden yedi Lactobacillus spp. suşu izole
edilmiştir. Suşlar API 50 CH testi ile tanımlanmıştır. Probiyotik özelliklerini araştırmak için
EPS üretim kapasiteleri, asit direnci, safra toleransı, antibiyotik duyarlılıkları ve
Escherichia coli ATCC 25922'ye karşı antimikrobiyal aktiviteleri belirlenmiştir. Suşlar
Lactobacillus plantarum olarak karakterize edilmiştir. Tüm suşlar, sırasıyla %95,2-99,2 ve
%98,3-99,2 gibi yüksek inhibisyon oranlarına rağmen, pH değerleri 2 ve 3 olarak ayarlanmış De
Man Rogosa ve Sharpe MRS broth içinde hayatta kalmıştır. Ayrıca, tüm suşlar %0,15, %0,2 ve %0,3
safra içeren MRS broth ortamlarında canlılıklarını sırasıyla %81,4-92,5, %80,9-87,3 ve
%73,2-89,2 olarak korumuştur. 182a hariç tüm suşlarda 4.13-50.33 mg/mL ekzopolisakkarit üretimi
gözlenmiştir. E. coli ATCC 25922'ye karşı antimikrobiyal aktivite tespit edilmemiştir. Tüm
suşlar eritromisine karşı yüksek hassasiyet gösterirken vankomisine karşı direnç göstermiştir.
Sonuç olarak, bu çalışmada elde edilen L. plantarum suşları diğer probiyotik özelliklerinin
tanımlanması için daha fazla araştırılabilir ve daha sonraki çalışmalarda yeterli tedavi
sağlamak için yeni probiyotik ürünlerin üretiminde kullanılabilir.EC Ikiz, A Gulcin, ALP Hande;
Probiotic Properties of Some Lactobacillus spp. That Can Survive in the Presence of Viral
Gastroenteritis; Hittite Journal of Science and Engineering 6 (4), 261-267;
https://doi.org/10.17350/HJSE19030000156